Şimdi ilk olarak haber bu:
Görüntü müthiş, görsel bir zevk tabii ki. Fakat başlıktaki manevradan kıllandım hemen. Tanrının gözü falan zaten bir efsaneye dönüşmüş olan Milliyet'in internet sitesi haber yorumlarını galyana getirmek için mi yazılmış diye. Bir araştırma yaptım da değilmiş, günahını almayalım. Haber'in yurt dışı kaynakları da tanrının gözü diye bahsetmiş.
Haber'in altında artık klasikleşmiş bir yorum var "Tanrının gözü değildir, o her yerdedir, onun varlığının delilidir".
Bunun üzerine kafa yoralım biraz.
Ben müslüman bir anne babanın çocuğuyum da, aklımın az çok birşeylere ermesi zamanlarından beri kendi içimde tartışmıyor değilim, din, tanrı, cennet, cehennem diye. Kimbilir kaç arkadaşımla konuştum, kaç tanesine birşeyler anlattım, okudum ettim.
Nedir, bir Tanrı vardır, bizi yaratmıştır, evreni de bizim için yaratmıştır, burada yaptıklarımız başka bir alemde tartıya konulacaktır.
Bir kere bu tiyatro sahnesi durumu bana daha ilk başta saçma gelmekte. Bir Tanrı varsa (ki en başta söyleyeyim, ben Tanrı'ya inanıyorum) tüm evreni bizim için yaratmış olamaz. Milyarlarca gezegeni yıldız sistemi var, bu nasıl bir müsrifliktir o zaman. Uzaya da gerek yoktu ki, sadece tek gezegen yetiyor ne de olsa.
Şu tiyatro sahnesi de enteresan. Canlıları salıp hadi takılın, sonra ben sizi yargılayacağım denmesi. Üstelik kader/irade mevzusu var ki konuyu iyice içinden çıkılmaz hale getirecek.
Hiç dağıtmıyorum, bunlar sonra konuşulacak konular.
Ben Tanrı'ya inanıyorum. Cidden. Üstelik aklıma rağmen inanıyorum, inanmak istiyorum çünkü. Diğer önermeler bana daha dayanaksız geliyor. Big Bang falan mesela, hiç doğmamış, ezelden beri var olmuş bir yaratıcı olgusundan daha saçma geliyor. Aklım şu anda bile "nasıl daha saçma gelebilir?" diye isyan etse de senden daha büyük bir varlığa bağlanma ihtiyacı sanırım bu. Herşeyi çekip çeviren. Herşeyin berbat gittiği anda bir duan ile ortalığı gül badem yapabilen. Evet ben de insanım ve aklımı olayın dışında bırakmak bana çok daha rahatlatıcı geliyor. Belki asıl inandığım şey klasik "Tanrı" figürü yerine daha bir "doğa ana" ya da "enerji evreni" teorisidir.
Dinlere ise inanmıyorum.
Anlatmak istediğim ise şuydu; peki ne oluyor, kafasında bunu düşünmesi "sorgulamayacaksınız" komutuyla engellenmiş olan milliyet sitesi yorumcusu olan kişi, evrendeki bir kara deliği hemen "Allah'ın varlığının delili" görüyor.
Peki çıkıp bir ateist de bu olayı "Allah'ın olmayışının bir delili" olarak görebilir mi? Bence görebilir. Ya da bir Pastafarianist (evet o kadar yani) bu olayı "Flying Sphagetti Monster"ın bir delili olarak görebilir mi? Bence bu bile olabilir.
Peki bir olay aynı kategori içerisinde 3 ayrı olgunun da delili nasıl olabilir? İşte zurnanın zart dediği nokta burası. Herkes dünyayı kendi bakış açısından yorumluyor, ortaya da böyle binlerce din, binlerce hikaye, binlerce efsane çıkıyor. Başka birşey değil. Neye nasıl emin olabiliriz? Nasıl? Bunu öğrenmeyi çok istiyorum. Saf bir reddetmenin ya da katıksız ve sorgusuz bir kabullenişin de ötesine geçmek, tüm delilleri önüme koyup sezgilerim olmadan hareket etmek istiyorum. Çok mu şey istiyorum?
Eğer dinlere öngördüğü Tanrı gerçekse, bizi böyle sorularla ve sırlarla ortaya salıp bıraktığı için gerçekçi bir nedeni olmalı. Büyük ve tutarlı bir neden. Umalım ki olsun.
Bu arada araştırırken daha güzel bir Tanrı gözüne denk geldim. onu da koyayım, postu bitirelim.
Halil Duranay